DOĞRULAR VE YANLIŞLAR

Kelimeyi dinlemek için ikona, ayrıntıları görmek için kelimeye tıklayınız.
  • abdal abdal İkinci 'a' sesi uzun ama günümüzde kısa söylenişi yaygındır. Telaffuzu, 'kıt akıllı' anlamındaki 'aptal' ile karıştırılabilmektedir. "Abdala malum olur" sözü aslında, olacak olan, ermiş kişiye malum olur anlamında gelmekteyken günümüzde, olacak olanı önceden tahmin eden kişiye karşı, "Aptala malum olurmuş" şeklinde şaka yollu söylenebilmektedir.
    Anlam: Kalender, gezgin derviş, derviş. Bir Türk oymak adı. Tasavvufta manevi bir rütbe. Alevî – Bektâşî halk edebiyatında bazı kişilerin adlarında kullanılır: Abdal Mûsâ, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal gibi.
  • ahi ahi: 'a' sesi kısa 'i' sesi uzun okunmalı. 'a' sesinin uzun telaffuzu da yaygındır.
    Anlam: Cömert. Kardeş. Ahiliğe, ahilik ocağına mensup olan kimse. Ahilikte başta bulunan kimsenin unvanı. Osmanlı'da şeyhler için de kullanılmış.Kelimenin aslının Türkçe akı “eli açık, cömert kimse” olduğunu kabul edenler de vardır.
  • ahilik ahilik, -ği > ahi:liği Arapça kardeş anlamında ahî ﺍﺧﻰ'den geldiği kabul edilir. 'a' sesinin uzatılarak 'a:hilik’ şeklinde telaffuzu da yaygındır.
    Anlam: 13. yy' da ahlaki ilkeler üzerine kurulmuş esnaf teşkilatı.
  • alaturka alaturka Çift 'l' ile yazmak ve söylemek hatalı. 'l'yi ince okumamalı.
    Anlam: Türk usulü. Alafranga olmayan. Düzensiz.
  • alerji alerji Genellikle çift 'l' ile "allerji" şeklinde hatalı yazım ve söylenişi yaygındır.
    Anlam: Birtakım yiyecek, ilaç, toz, koku vb.ne karşı vücudun gösterdiği aşırı tepki. Birine karşı olumsuz aşırı duyarlılık
  • alfabe alfabe l ince. Uzun ses yok. Genellikle "alfa:be" şeklinde hatalı telaffuz edilebiliyor.
    Anlam: Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece, yazı. (TDK) Yunan alfabesinin ilk iki harfi olan alfa ve beta’dan geliyor.
  • altmış heceleme: alt-mış l' sesi atlanarak 'atmış' şeklinde telaffuz etmek hatalı.
    Anlam: Elli dokuzdan sonra gelen sayının adı. 60.
  • asa asa: Sadece ikinci 'a' sesi uzundur. "a:sa" şeklinde hatalı telaffuzu da yaygındır.
    Anlam: Baston.
  • avukat avukat Genellikle 'u' sesi ihmal edilerek "avkat" şekline hatalı telaffuz edilir.
    Anlam: 1. Hukukî ve yasal işlerde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse. 2. Gerekmediği hâlde başkasını savunan, onun adına konuşan kimse (TDK)
  • devalüasyon devalüasyon "devalasyon", "develüasyon" şeklinde hatalı telaffuzları yaygındır.
    Anlam: Değer düşümü anlamında bir ekonomi terimi. Sâbit döviz kuru sisteminde dış dengeyi sağlamak amacıyla millî paranın dış değerinin hükümet tarafından düşürülmesi.
  • diferansiyel diferansiyel ilk 'e' sesi atlanarak "difransiyel" şeklinde hatalı telaffuzu yaygındır.
    Anlam: Dönemeçlerde otomobilin iki arka tekerleğinin ayrı hızla dönmesini sağlayan bir dişli aygıt. Matematikte, bir değişken veya fonksiyonun birbirini takip eden iki değeri arasındaki sonsuz küçük farkı anlatan terim.
  • duayen duayen Genellikle, yakarış anlamındaki 'dua'dan geldiği düşünülerek "dua:yen" şeklinde hatalı telaffuz edilmekte.
    Anlam: Bir meslekte yaşça ve kıdemce ileride olan. Aksakal. Bir diplomatlar topluluğu içindeki en kıdemli diplomat.
  • egzoz egzoz hatalı söylenişi ve yazımı oldukça yaygın yabancı sözcüklerden biridir. Bazıları: ekzoz, egzost, eksos, egzos...
    Anlam: İçten yanmalı motorlarda veya buhar makinelerinde kullanılmış gaz veya buharın dışarı atılması işi ve bunu sağlayan düzenek
  • entelektüel entelektüel "entellektüel" şeklinde hatalı yazım ve söylenişi yaygındır. Benzer hatalar; alaturka, alerji, alegori, kolektif, koleksiyon, kolesterol, kolej, kolaj, selektör, Venezuela, Yeni Zelanda kelimelerinin yazım ve telaffuzunda da yapılmamakta.
    Anlam: Aydın. Münevver. Tahsil, bilgi, görgü sahibi olan, kültürlü kimse.
  • esad - esat esad - esat Kişi adı olarak bazen aslan anlamındaki 'Esed'(ﺍﺳﺪ) ile karıştırılmakta. Bkz: esed (Beşar Esed)
    Anlam: Çok mutlu. En mutlu
  • eset - esed eset - esed Kişi adı olarak bazen saadetli mutlu anlamındaki 'esad' (es‘ad ﺍﺳﻌﺪ) ile karıştırılmakta. Suriye Baas liderinin adı 'Beşar Esad' değil, "Beşar (Beşşar) Esed"dir (بشار الأسد). (Aslan anlamında). Hama katliamıyla bilinen babasının adı da Hafız Esed (حافظ الأسد).
    Anlam: Aslan.
  • gazete gazete Genellikle 'z' sesi yerine daha kolay olan 's' sesiyle, birinci 'e' sesi de atılarak "gaste" şeklinde hatalı telaffuz edilmekte
    Anlam: Çeşitli konularda haber ve bilgi vermek için genellikle günlük olarak çıkarılan yayın organı.
  • iddia iddia: Genellikle ikinci 'i' sesi yutularak "idda:" şeklinde hatalı telaffuz edilmekte.
    Anlam: İleri sürülen ve savunulan düşünce.
  • iddianame iddia:na:me Genellikle, ikinci 'i' sesi atlanarak "iddana:me" şeklinde hatalı telaffuz edilmektedir. ilk 'a' sesini sadece yarım vokal uzatmak yeterlidir.
    Anlam: Savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtları ve iddialarını içinde topladığı, mahkemede okunan yazı. (TDK)
  • ideoloji ideoloji Genellikle 'e' atlanarak, 'idooloji şeklinde hatalı söylenmektedir. l ince okunur.
    Anlam: Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü. (TDK)
  • inisiyatif inisiyatif Genellikle ikinci 'i' sesi unutulduğu için 'insiyatif' şeklinde hatalı telaffuz edilir.
    Anlam: Bir işi kendi başına yapabilmek, o iş hakkında gerekli kararları alabilmek için sâhip olunan nitelik, tek başına yapabilme gücü.
  • karakter KARAKter İkinci 'a' sesi 'e'ye dönüştürülerek "karekter" şeklinde hatalı telaffuz edilebilmekte
    Anlam: Bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik. Ira, seciye. (TDK)
  • kari KA:ri: 'a' sesi ince değil. 'a' ve 'i' uzun. "Kâ:ri" şeklinde hatalı telaffuzu yaygındır.
    Anlam: Okur, okuyucu. Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse.
  • komiser komiser Genellikle 'i' sesi atlanarak "komser" şeklinde hatalı söylenmektedir.
    Anlam: Güvenlik teşkîlâtında bulunduğu yerdeki emniyet ve âsâyişe âit işleri yöneten ve polislerin âmiri durumunda olan, polis enstitüsü veya lise mezunu görevli
  • komutan komutan 'u' sesi atlanarak "komtan" şeklinde hatalı telaffuzu yaygındır.
    Anlam: Askeri bir birliğin başı. Fransızca (commandant) kumandan kelimesine benzetilerek yapıldığı düşünülmekte. Kubbealtı Lügati'nde, Eski Türkçe’de geçen komıt-mak “heyecana getirmek, coşturmak” fiilinden türediği şeklinde bir yorum vardır.
  • lisan lisan > lisa:nı Uzun ses 'i' değil 'a'dır. "li:san"şeklinde hatalı söyleyişi yaygındır.
    Anlam: Dil. İfade tarzı.
  • manipülasyon manipülasyon Genellikle 'u' sesi atlanarak "maniplasyon" şeklinde hatalı söylenmektedir. l ince okunur. Söyleyişe alışmak için: mani+pülasyon
    Anlam: Yönlendirme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme. Hîleli yönlendirme.
  • mazhar olmak mazharolmak Uzun ses yoktur. Özellikle, 'olmak' yardımcı fiiliyle kullanıldığında ikinci 'a' sesi uzatılarak "mazha:rolmak" şeklinde hatalı söylenmektedir.
    Anlam: Bir iyiliğe erişmiş, erişen kimse. 'zahir'den geliyor.
  • mizah mizah+ı > miza:hı "Sözleri mizaha yatkın olduğunu gösteriyor."
    Anlam: Gülmece. Lâtife
  • mizansen mizansen Öçlü anlamındaki 'mizan'dan alışkanlıkla, "mi:zansen" olarak yanlış telaffuzu yaygındır.
    Anlam: Tiyatro eserini sahnelemek için yapılan her çalışmalar, bir oyunu sahneye koyma. Mecazen, bir durumu olduğundan farklı göstermek amacıyla kurulan düzen, tertip (Kubbealtı Lügati)
  • mizaç mizaç -cı > miza:cı Genellikle 'i'sesi de uzatılarak "mi:za:cı" şeklinde hatalı telaffuz edilmektedir.
    Anlam: Huy, yaradılış, tabiat, karakter
  • nasip nasip, -bi > nasi:bi Ünlü ek aldığında (kapalı hece açıldığında) 'i' sesinin uzunluğu ortaya çıkar. Bazen 'a' sesi uzun okunarak "na:sip" şekline hatalı söylenebilmekte.
    Anlam: Paya düşen. Kazanç. Talih.
  • nisa nisa: Uzun olan ses 'i' değil 'a'dır. "ni:sa:" veya "ni:sa" şeklinde hatalı söyleyişleri yaygındır.
    Anlam: Kadın
  • orijinal orijinal Genellikle ilk 'i' sesi atlanarak, "orjinal" şeklinde hatalı söylenmektedir. l ince. Söyleyişe alışmak için: ori+jinal
    Anlam: Özgün, yalnız kendine has nitelik taşıyan.
  • parlamento parlamento (l ince) Genellikle ikinci 'a' sesi 'e'ye dönüştürülüp "parlemento" olarak veya 'l' sesi kalın söylenerek hatalı telaffuz edilebilmekte.
    Anlam: Meclis, yasama organı.
  • poğaça po~aça ğ harfi iki ünlü arasına gelince birinciden ikinci ünlüye bir geçiş sesiyle okunur: o~a > po~aça "pooça", "pohaça" şeklinde söylemek hatalıdır.
    Anlam: İçine peynir, patates vb. malzeme konarak hazırlanan bir tür tuzlu çörek.
  • psikoloji psikoloji Genellikle ilk 'i' sesinin yeri değiştirilerek, "piskoloji" şeklinde yahut bütün diftong içeren yabancı kaynaklı sözcüklerde olduğu gibi iki ünsüz arasına ünlü getirmeye çalışılarak ("pisikoloji" gibi) hatalı söylenmekte. l ince. (Bütün +loji'lerde olduğu gibi) Söyleyişe alışmak için: psi+koloji > psiko+loji.
    Anlam: Ruh bilimi.İnsanın normal düşünce ve davranışlarını inceleyen bilim dalı, ruh bilimi, rûhiyat.
  • rasuli ekrem rasu:li ekrem Rasûl kelimesinin Türkçe yazımı ‘e’ (resul) iledir ama dînî alanda ‘a’ ile (rasül) telaffuz edilir.
    Anlam: Çok kerim olan elçi anlamında Hz. Muhammed’in (sas) bir sıfatı.
  • resül - resul - rasül rasul, -lü > rasû:lü Türkçe yazımı ‘e’ iledir ama dînî alanda ‘a’ olarak telaffuz edilir.
    Anlam: Peygamber, elçi. Çoğulu Rusül.
  • seri (dizi) seri Hızlı anlamındaki 'seri' (ﺳﺮﻳﻊ) (seri:)'den alışkanlıkla olsa gerek, "seri:" şeklinde hatalı telaffuz edilebilmekte. Eşsesli iki kelimenin tek cümlede kullanımı: "Yeni serimizi seri bir şekilde hazırlamalıyız"
    Anlam: Birbiri ardından gelen veya birbirinin devamı olan şeylerin bütünü, dizi. (Kubbealtı Lügati)
  • takat takat, -ti > TA:kati ilk 'a' sesi uzun, ikincisi bilinenin aksine uzun değil. Sondaki t ince. "ta:ka:ti" veya "ta:katı" olarak söylemek hatalı.
    Anlam: Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet.
  • vazetmek vazetmek Bazen, vaaz (ﻭﻋﻆ) ile karıştırıldığı için "va:zetmek" olarak hatalı söylenebilmektedir. 'vaz'daki a sesi kısadır. 'etmek' yardımcı fiiliyle bitişik yazılır.
    Anlam: Koyma, konulma. Ortaya koyma, düzenleme. Belirleme, tâyin etme, tespit etme. Aşağı indirme.
  • veteriner veteriner Genellikle 'i' sesi atlanarak, "veterner" şeklinde yanlış söylenmektedir.
    Anlam: Hayvan hastalıkları hekimi, baytar. Hayvan tabibi.
  • yarar yarar+ı > yararı Sesli ile başlayan ek almış hâli, son hecede uzatma yapılarak "yara:rı" şeklinde hatalı söylenebilmekte.
    Anlam: Fayda. İyi sonuç. Çıkar menfaat.
  • yayım yayım 'Yayım' ve 'yayın' sözcükleri karıştırılır. "Yayınlamak" yoktur 'yayımlamak' vardır. • "Yayım" yayma işi. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. • "Yayın" ise sadece isim olarak kullanılmakta ve şu anlamlara gelmekte: Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete, neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program (TDK) • Yani, bir YAYIN (gazete, dergi, kitap, televizyon yayını) YAYIMlanır. Bir YAYIN, YAYINlanmaz.
    Anlam: Yayma işi. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. (İngilizcede Radyo TV gibi elektronik yayınlar ve basılı yayınlar için ayrı sözcükler kullanılır.)
  • yayımlamak yayımlamak "Yayınlamak" şeklindeki hatalı telaffuzu yaygındır.
    Anlam: Kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek. "Türk Dil Kurumunun yeni yayımladığı kitapları gördüm." • Dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak. Bir yazıya, habere, resme gazetede yer vermek Resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek. (TDK) "Başbakanlık izinlerin iptaliyle ilgili bir genelge yayımladı." Hatalı bir yazım ve söyleyiş olan "yayınlamak" ile karıştırılır. • YAYIN bir nesneyi ifade eder. YAYIM bir nesneyi değil bir eylemi anlatır. • "Yayınlamak" şeklinde yazmak ve telaffuz etmek TDK Sözlüğü'ne göre hatalı. • "Yayınlamak" kelimesi TDK sözlükte yer almaz. • Yayın: yay (fiil kökü) + '-ın' (fiilden isim yapan ek. "Yığın, akın, tütün, ekin vb.") = YAYIN • "Yayın", sadece isim olarak kullanılmakta ve şu anlamlara gelmekte: Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete, neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program (TDK) • Söz varlığımızda bu kelime ile oluşturulmuş bileşik sözcükler şunlar: yayın alanı, yayınevi, yayın organı, canlı yayın, kablolu yayın, muzır yayın, naklen yayın, yerel yayın, deneme yayını, kapalı devre yayını, radyo yayını, televizyon yayını. • "Yayım" ise yayma işi. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. •'yay' sözcüğünün 'y-z' ses değişimine uğradığı aslında bu kelimenin kökeninin 'yaz' olduğu da söylenmekte. • Yani, bir YAYIN (gazete, dergi, kitap, televizyon yayını) YAYIMlanır. Bir YAYIN, YAYINlanmaz. • Ama "yayımlamak" yerine "yayınlamak" oldukça sık kullanılmaktadır. (İngilizcede gazete vb. basılı yayıncılık için kullanılan fiil ile TV, radyo vb. elektronik yayıncılık için kullanılan fiil farklıdır.)
  • yayın yayın 'Yayın' ve 'yayım' sözcükleri karıştırılır. "Yayınlamak" yoktur 'yayımlamak' vardır. • "Yayın", sadece isim olarak kullanılmakta ve şu anlamlara gelmekte: Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete, neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program (TDK) • "Yayım" ise yayma işi. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. • Yani, bir YAYIN (gazete, dergi, kitap, televizyon yayını) YAYIMlanır. Bir YAYIN, YAYINlanmaz.
    Anlam: Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat (İngilizcede Radyo TV gibi elektronik yayınlar ve basılı yayınlar için ayrı sözcükler kullanılır.)
  • yayınlamak "Yayınlamak" şeklinde yazmak ve telaffuz etmek TDK Sözlüğü'ne göre hatalı.
    Anlam: BKZ: yayımlamak • YAYIN bir nesneyi ifade eder. YAYIM bir nesneyi değil bir eylemi anlatır. • "Yayınlamak" şeklinde yazmak ve telaffuz etmek TDK Sözlüğü'ne göre hatalı. • "Yayınlamak" kelimesi TDK sözlükte yer almaz. • Yayın: yay (fiil kökü) + '-ın' (fiilden isim yapan ek. "Yığın, akın, tütün, ekin vb.") = YAYIN • "Yayın", sadece isim olarak kullanılmakta ve şu anlamlara gelmekte: Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete, neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program (TDK) • Söz varlığımızda bu kelime ile oluşturulmuş bileşik sözcükler şunlar: yayın alanı, yayınevi, yayın organı, canlı yayın, kablolu yayın, muzır yayın, naklen yayın, yerel yayın, deneme yayını, kapalı devre yayını, radyo yayını, televizyon yayını. • "Yayım" ise yayma işi. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. •'yay' sözcüğünün 'y-z' ses değişimine uğradığı aslında bu kelimenin kökeninin 'yaz' olduğu da söylenmekte. • Yani, bir YAYIN (gazete, dergi, kitap, televizyon yayını) YAYIMlanır. Bir YAYIN, YAYINlanmaz. • Ama "yayımlamak" yerine "yayınlamak" oldukça sık kullanılmaktadır. (İngilizcede gazete vb. basılı yayıncılık için kullanılan fiil ile TV, radyo vb. elektronik yayıncılık için kullanılan fiil farklıdır.)
  • zarar Zarar Sesli ile başlayan ek almış hâli, son hecede uzatma yapılarak "zara:rı" şeklinde hatalı söylenebilmekte. 'yararı' ve 'zararı' sözcüklerinde uzun ünlü yoktur.
    Anlam: zaruret, mazarrat, muzır
  • zina zina: Uzun olan ses 'i' değil 'a'dır. "zi:na:" veya "zi:na" şeklinde
    Anlam: Nikahsız cinsel birliktelik.
  • üniversite üniversite Genellikle ikinci 'i' sesi atlanarak, "üniverste" şeklinde hatalı söylenmektedir. Söyleyiş alışkanlığı için üniver+site
    Anlam: Yüksek seviyede eğitim, öğretim ve ilmî araştırma yapan ve fakülte, enstitü, yüksek okul vb. kuruluşlardan meydana gelen öğretim kurumu.(Kubbealtı Lügati)
  • şarj Son harfi z değil; j. Genellikle "sarz", "sarzlı" şeklinde hatalı telaffuz edilmektedir.
    Anlam: Yükleme. Yükleme, doldurma, bir yerde elektrik yükü biriktirme
52 madde.